Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonom Dergisi'ne verdiği röportajda, Türkiye ekonomisinin 2025 yılı hedeflerini ve yol haritasını açıkladı. Bakan Şimşek, enflasyonun kontrol altına alındığını ve bu yıl da düşüş trendinin devam edeceğini vurguladı. Vatandaşların alım gücünün artması ve gelir dağılımındaki bozulmanın düzeltilmesi öncelikli hedefler arasında yer alıyor. 2025 yılında kalıcı fiyat istikrarı sağlamayı ve ekonomide yapısal dönüşümü hızlandırmayı hedefleyen Bakanlık, bu doğrultuda kapsamlı adımlar atıyor. Ülke ekonomisinin sürdürülebilir büyümesini sağlamak için, dezenflasyon stratejisi dört ana koldan desteklenecek: Para politikasının etkisi, bütçe açığının azaltılması, yönetilen fiyatların enflasyon hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi ve arz yönlü tedbirler. Bu stratejiyle, hem enflasyonun düşürülmesi hem de ekonomik istikrarın sağlanması hedefleniyor. Hükümetin ekonomik hedeflerine ulaşmak için izlenecek yol haritası, uzun vadeli kalkınma ve refah için büyük önem taşıyor.

Dezenflasyon Stratejisi: Dört Ana Koldan Destek

Dezenflasyonda para politikasının gecikmeli etkisi, bütçe açığının milli gelire oranındaki azalma, yönetilen fiyatların enflasyon hedefleriyle uyumu ve arz yönlü tedbirler belirleyici olacak. Bakan Şimşek, bu dört temel hususun, enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesinde kritik rol oynayacağını belirtti. Maliye politikasının 2025 yılında daha sıkı bir şekilde uygulanacağına işaret eden Şimşek, kayıt dışılıkla mücadele ve harcama disiplininin ön planda olacağını vurguladı. Asgari kurumlar vergisi gibi alınan gelir tedbirleri ve vergilemede gönüllü uyumu güçlendiren çalışmalar, bütçe açığının düşürülmesine katkı sağlayacak. Türkiye'nin sürdürülebilir ekonomik büyümesi için bu adımların büyük önem taşıdığı açıkça görülüyor. Ayrıca, ülkenin rekabet gücünün artırılması için yapısal reformlara da hız verilecek.

Yapısal Reformlar ve Ekonomik Büyüme

Rekabet gücünü artıracak yapısal reformlara hız kazandırılması hedefleniyor. Ar-Ge ve yenilikçilik, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi, yapısal reformların temel eksenini oluşturuyor. Bu reformlar, Türkiye ekonomisinin gelecekteki rekabet gücünü artırmak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için hayati önem taşıyor. Bu kapsamlı reformlar, Türkiye'nin küresel ekonomi içindeki yerini güçlendirmeyi ve vatandaşların yaşam standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor. Hükümet, bu reformlar aracılığıyla istikrarlı bir ekonomik büyüme sağlamayı ve Türkiye'yi daha rekabetçi bir ülke haline getirmeyi hedefliyor. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi, Türkiye'nin uzun vadeli ekonomik refahı için son derece önemli.

Makro Finansal Gelişmeler ve Risk Primi

Bakan Şimşek, makro finansal gelişmelere de değinerek, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminden çıkışın bu yıl tamamlanacağını açıkladı. Finansal istikrarın güçlenmesiyle ülke risk priminin düştüğünü belirten Şimşek, Mayıs 2023'te 700 baz puana yükselen risk priminin 2024 sonunda 260 puana gerilediğini ve 2025 yılında da düşüşün devam edeceğini söyledi. Gelişmekte olan ülkelerin ortalama risk primindeki düşüşün 36 puan olurken, Türkiye'nin risk priminde 443 puanlık bir azalma yaşanması, uygulanan politikaların etkinliğini gösteriyor. Bu olumlu gelişmeler, yatırımcı güvenini artırarak, Türkiye ekonomisinin geleceğine dair iyimser bir bakış açısı sunuyor. Türkiye'nin ekonomik istikrarının sağlanması ve sürdürülebilir büyümesinin devam ettirilmesi için, bu tür olumlu gelişmelerin artarak devam etmesi büyük önem taşıyor.